23 Mart 2013 Cumartesi

Size Küçük Bir Fikir...

Bunu yapalı epey zaman oldu aslında ama, ancak paylaşabildim dostlar...
Bunlar benim bir yılı aşkın bir süredir, gözüm gibi baktığım kurumuş güllerim... Öğrencilerin değişik kutlamalar vesilesiyle getirdikler güllerin de hiçbirini atmam, kuruturum ama; bunlar ayrıca değerliydi benim için...  Beyaz ve pembe ebruli renkleri olan kocaman kocaman güllerdi bunlar.. Çok uzuuun süre kendi vazosunun içinde saplarıyla birlikte durmuşlardı. Daha derli toplu daha cici dursunlar istedim, ve  -neyden kalma olduğunu bilmediğim- küçük bir karton kutuyu yaldızlı yapışkan ruloyla kaplayarak içine bir tabaka sünger yerleştirdim.. Sonra da silikon tabancası marifetiyle, güllerimi tek tek süngere sabitledim.. Azıcık ta kurdelayla süsledim miii çok güzel göründüler...Duvara da asılabilir, hiçbiri düşmüyor ve çok da hoş görünüyor. Ama ben arkadaşımın getirdiği resim çerçevesi, ve benim "zemzem takımının fincanlarından yaptığım mumluklarla" aynı yere yakıştırdım onları... O yüzden sehpanın üzerinde duruyorlar..    
Sizin de , kuruttuğunuz değerli gülleriniz vardır muhakkak.. Küçük bir fikir olsun... Yapması çok kolay..




Malzemeleri de fotoğrafllamalıydım diye düşündüğüm an, güller çoktan yerlerini almışlardı.. Hep acele ediyorum, sonradan aklıma geliyor.  O yüzden kutuyu ve yapım aşamalarını burda göremiyorsunuz maalesef..  Ama siz nasıl bişey olduğunu anladınız nasılsa...

Sevgiler...  İyi geceler...

21 Mart 2013 Perşembe

Dikiş Makinem Bozuldu Ama Benim...




Canım makinem, tıkır mıkır, tıkır mıkır dikerken; önce biraz sesi değişti... Sonra bir yanık kokusu yayıldı.. (balata kokusu olur ya hani... ) Sonra... Sonra Durdu !!! Bi daha da çalışmadı... :((

Ama ben suçluyum.. Daha o yanık kokusunu duyduğumda bir gariplik olduğunu anlamama rağmen durdum mu? Durmadım...Oh olsun bana.. Aldığımdan beri de hiç yağlamamıştım zaten zavallıyı, motoru yakmışız... Doktoru öyle dedi..

Halbuki, çok işim vaar.. Resimde gördüğünüz şu minik kalpli lavanta keseleri beni bekliyorlar dikilmek  için..

Bu gördükleriniz, çok önceleri deneme amaçlı dikilmiş olup yaklaşık 10 tanesi geçen kandilde, geceyi anlamlı geçirmek için evime davet edip misafir ettiğim arkadaşlarıma hediye edildiler..Geri kalanlar da, canım çiçeğimin saksısına iliştirilerek poz vermişlerdi daha sonra..( Çok ta yakışmışlar oraya di mi.. )

Bir hafta kadar önce de, şehir dışından bir arkadaşım aynılarından çok sayıda sipariş verdi... O da Kutlu Doğum vesilesiyle tanıdıklarına hediye edecekmiş.. Tam o iş üzerindeydim, mini mini kalpler dikmekteydim ki pes etti makinem...

Şimdi doktorda, organ nakli bekliyor... Doktoru, çok tecrübeli, yaşlı mı yaşlı, tonton bir amca.. Hatta tonton bir "dede" diyeyim..Rahmetli dedemle arkadaş bile çıktılar sohbet ederken, o derece yani.. Çatalca'da onu bulduğuma çok şükrettim ama; çünkü servis, buraya gelmeleri için bir kaç hafta beklemem gerektiğini söylemişti.. İyi olacak inşallah...

Makineme üzüldüm ama, onun sebebine, Ziya Dede ile tanışmak varmış.. Mutlu oldum.. Görünce çok şaşırmıştım..Küçücük bir dükkanda, önünde içini dışına döktüğü eski bir makine, elinde küçücük küçücük aletlerle ağır ağır hareket ederek uğraşıp duruyordu.  O yaşta, hafif bükülmüş beli, gözünde gözlükleriyle hala o ince işi yapıyor olması  bir sürü his yaşattı, hepsi de birbirinden farklı... Onun için ayrı bir post yazarım belki. Fotoğrafını çekmeme izin verirse...

Hmm, fotoğrafçılık maceramı henüz bilmiyorsunuz siz değil mi.. Onu da yazarım.. Ama bir sonraki yazıya...



14 Mart 2013 Perşembe

Lohusa Taçlarım...

      Arkadaşım Mehtap'a doğumdan önce, el yapımı küçük bir hediye vermek istemiş,  bir deneyeyim demiştim.. Oldu.. Hem, güzel de oldu...

      Hediye ettiğimde, yüzündeki mutluluğu görmek ayrı bir zevkti zaten ama, yapması bile çok zevkli bunları.... Mehtap için yaptığım kırmızıydı.. (O zaman fotoğrafını çekmeyi unutmuşum) Ondan sonra bunları da yapmıştım.. Birkaç tane özel istekte bulunan arkadaşım bile oldu  onunkini görünce. Ama nedense ille de kırmızı istiyorlar.  İsteklerden birisi yapılıp teslim edildi, diğeri daha yapılacak. (Yoğunluktan fırsat bulduğum ilk anda yapacağım inşallah) Bu farklı renkte olanlar da evimde seyirlik duruyorlar şimdilik...



 

8 Mart 2013 Cuma

BOL TARÇINLI BİR SALEP MOLASI...






Yazıcam, yazıcam...

Bunca zaman yaptıklarımı, yapamadıklarımı... Hepsini yazıcam hanımlar.. Ama bu gece değil..

Çok yoğun bir iki haftanın sonunda, bir boşluk buldum, onu da; aldığım ama okuyamadığım kitapları karşıma dizerek -olur ya hemen okuma şevkim gelir falan-, bir de sıcacık salep içerek geçireyim istedim... Salebi  içtim içmesine de, hazır fırsat bulmuşken, okumaya başladın mı kitapları derseniz; maalesef  HAYIIIIRR ... Bolca tembellik yaptım gece boyu...Ama ihtiyacım varmış, çok iyi geldi...

Aslında neredeyse her gün 5-10 dk. da olsa izliyorum hepinizi.. Takipteyim.. Ama bu post yazma işi çok uzun sürüyor.. Birikenlerin hepsini yazmak çok gözümde büyüdü şimdi. Onun için, bu saatte uğraşamadım hepsiyle ama, bu kadarcık olsun selam vermeden, bir de canınızı çektirmeden de gitmeyeyim dedim... :)

Evde olanlar... Hadi hemen mutfağa... :)